mercanlar yaslı denizde toprak yağmura, ben sana ölesiye hasretim nedendir bilinmez şafak ayrılıklara gebe nedeni yok belki de belki de her aşkın sonu ayrılık; belki de mecburum ben, bu kahrı çekmeye haketmemiş de olsam mecburum belki de... şafakta ayrılık gözlerimde sen varsın ve hep öyle kalacaksın öyle orada sonsuza kadar.. öyle kalacaksın gülüşün var olacak her gözümü açtığımda, ve bileceğim her kapadığımda, açınca yine seni bulacağımı bileceğim....
Gitme figan düşer denizlere sular çekilir yağmur yağmaz vahalardan kirpiklerime bir rüzgar hıçkırır tenhada, bir dal kırılır boynunu büker sabah kervanları kelebekler ölür
gitme bir yıldız küser göğüne, içini çeker bir çocuk şaşırır yönünü rüzgarlar bütün pınarların suyu çekilir solar nazlı çiçekleri kalbimin, üzülürüm
gitme öksüz kalır içimdeki imge dağları saçlarını öpen seher yeli, çoban yıldızı bir daha turnalar geçmez, bülbüller ötmez çiçekler açmaz bahçemde ah be gülüm
Gitme acılara mahkum olur yüreğim ardında fırtınalar kalır, ayrılıklar, anılar, yalnızlıklar boynu bükük aşklar, gözü yaşlı şarkılar alışamam yokluğuna, yokluğun ölüm
gitme içimdeki bütün vagonlar devrilir bir kar yağar istasyonlara, üşürüm
gel gitme sevgilim terketme beni umutsuz çaresiz bekletme beni
gitme bütün ormanlar ateşe verilir kuşlarda gider bu kent de, ölürüm
gitme kal menekşeler açsın dağlarda sevince dönüşsün gökyüzü iki çığlık arasında bırakma beni ah gülüm yokluğuna alışamam yokluğun ölüm.